Getty Images“Sizi rahatsız ettiğim için kusura bakmayın lakin…”? diye e-postaya başladığınız oldu mu? Ya da sokakta bir oburu size çarpsa da özür dilediniz mi?
Kadınlar olarak kendimizi ziyadesiyle özür dilerken yahut bir şeyi açık sözlülükle ifade etmekten çekinirken bulabiliriz. Pekala bunun üzerimizde ne tesiri oluyor?
Kırk yılı aşkın bir müddettir savlı bağlantı usulleri üzerinde çalışan psikolog ve müellif Anne Dickson, BBC Radyo 4’teki Woman’s Hour programına, tezli irtibatın neden kıymetli olduğunu anlattı ve bu mevzuda nasıl ustalaşılabileceğine dair ipuçlarını paylaştı.
İDDİALI BAĞLANTI NEDEN DEĞERLİ?
Dickson, tezli irtibatın “açık ve direkt iletişim” olduğunu söylüyor. “Agresif olmaması kıymetli bir yanı” diyor ve ekliyor:
“Daha çok bir eşit üzere davranmaktır. Yani bir diğerini bastırmak, küçümsemek yahut aşağılamak kelam konusu değildir. Lakin karşıdaki insanın gereksinimleri ile kendi gereksinimlerinize eşit yaklaşırsınız. Bu, ne istediğiniz konusunda sorumluluk almanız ve bu mevzuda net olmanız manasına gelir.
“Örneğin, mesleğinin doruğunda bir bayan var diyelim. Tahminen bir tabip ve kendine çok güveniyor, çok başarılı. Ancak bir erkek meslektaşıyla karşı karşıya kendisini sindirilmiş üzere hissedebilir.
“Neden mi? Zira erkek, dorukta olma hakkı konusunda hiçbir vakit kuşku duymayacaktır, zira gerisinde yüzyıllardır süregelen bir gelenek vardır.
“Bu cins durumlarla nasıl başa çıkacağını bilmek bayanlar için güç veren şeylerden biridir. Nasıl farklı konuşabilirim? Nasıl ayakta durabilirim? Olaya nasıl farklı yaklaşırım?”
Anne Dickson’ın tezli irtibatta ustalaşmak için önerdiği beş usul ise şöyle:
Getty Images Bağlantı yalnızca kelamlardan ibaret değildir. 1. DÜŞÜNMEK İÇİN KENDİNİZE ALAN TANIYIN
Dickson, “Bizden bir talepte bulunulduğunda net bir biçimde ‘hayır’ demekte çoklukla zorlanıyoruz” diyor. “Belirsiz bir şeyler mırıldanmak ya da yapmak istemediğiniz bir şeyi kabul etmek ve sonrasında bir mazeret bulmak yerine, kendinize vakit tanıyın.
“Bir şey sorulduğunda rastgele bir tereddüt hissederseniz, açıkça şunu söyleyin: ‘Emin değilim. Bunu düşünmek için bir saat, bir gün ya da bir hafta istiyorum. Bu biçimde, o anın baskısından uzak bir halde karar verme talihiniz olur.”
2. HİSLERİNİZİ KABUL EDİN
“Kendinizi sansürlemeden bir hissinizi (kaygı, rahatsızlık, öfke, incinme) tespit etmeyi ve gereğini yapmayı deneyin. Hislerinizi kabul etmek tesirli bağlantı için değerli bir birinci adımdır; zira bir şey hissetmiyormuş üzere davranmak, söylemek istediklerinizi zayıflatacak ve çarpıtacaktır. Daha sonra hislerinizi sözlere dökmeyi öğrenebilirsiniz.”
BBC Anne Dickson 3. BEYNİNİZİN SÖYLEDİĞİNİ DİNLEYİN
“Sezgileriniz size bir şahsa ya da duruma güvenemeyeceğinizi söylüyorsa, bu sizin gerçekliğinizdir. Kendinize mantıklı olmanız gerektiğini telkin etmek ya da gerçek olmasını dilediğiniz bir fanteziye tutunmak yerine iç sesinize inancın.”
4. HER VAKİT SEVİLMEYE ÇALIŞMAYIN
“Onaylanma gereksinimi otoritemizi zayıflatıyor. Kendinize duyduğunuz saygıyı koruyarak bir durumu sonuçlandırmak, diğerlerinin da size hürmet duymasını sağlayacaktır. Bu da birden fazla vakit daima beğenilmekten daha yeterlidir.
“Saldırganlığa meydan vermeden otoriteyi kullanma pratiği yapın. Net bir formda kararları ilettiğinizde, talimatlar verdiğinizde ya da eleştirdiğinizde, eşitlik taahhüdü, karşıdaki şahsa söylediklerinize reaksiyonunu söz etmesi için alan tanımak demektir.”
5. KARŞINIZDAKİ KİŞİNİN TÜM DİKKATİNİ ÇEKENE KADAR BEKLEYİN
“Asla biriyle ekrana bakarken, telefonda konuşurken, bir şey okurken, diğeriyle konuşurken, yani dikkatini tümüyle size yöneltmediği bir anda konuşmaya başlamayın.
“Bu pratik gerektirir ve beklerken kendinizi garip hissedebilirsiniz. Fakat birinin dikkati öbür bir yerdeyken konuşmaya başlarsanız, bu söylediklerinizin dinlenmeye kıymet olmadığı istikametinde ince bir ileti iletir.”