Türkiye doğal ballarıyla ünlü bir ülkeydi. Ancak devletin de teşvikiyle bugün arıcıların neredeyse hepsi şeker ve glikoz kullanıyorlar. Türkiye’deki şekerin yüzde 20’sini arıcılar alıyor. Aydınlık gazetesi bugünkü manşetinde arıcıları dolandırıldığını haber yaparken, şeker tehlikesine ise dikkat çekmedi.
Uzmanlar arıcıları doğal bal üretimine teşvik etmek gerektiğini söyledi.
Gerçek bal ile şekerli balının ayrımı ise çok kolay. Bursalı bal üreticisi Kazım Dursun bunu şöyle anlattı:
Sahte ve gerçek balı ayırt etmenin bir yolu onu yakmaya çalışmaktır. Bal eğer yanmıyorsa gerçek baldır. İçinde glikoz şurubu bulunan bal hemen alev alır ve yanmaya başlar
Gerçek balı anlamanın yolu balın akışkanlığıdır. Kavanozdan alınan balı aşağı doğru akıttığınızda bal sürekli akar. Bal kesik kesik akıyorsa o bal sahte baldır.
Gerçek bal donmaya meyillidir. Gerçek bal 2 ayda donar. Halk arasında bilinenin aksine şekerlenmeyen bal hakiki bal değildir. Şekerlenen balın eski halini alabilmesi için güneşe çıkarılmasıyla ya da kabıyla birlikte sıcak suya koyulması yeterli olacaktır.
Bir balın gerçek bal olduğunu anlamak için balı ince bir tabaka halinde tırnağınıza sürün ve keçeli kalemle yazın. Eğer yazıyorsa gerçek baldır.
Gerçek bal geniz yakar. Balın tadı biraz keskin ve acıdır. Bunun için hakiki bal eğer gerçekten hakiki bir bal ise genizleri yakan bir tadının olması gerekir.
Hakiki balın rengi koyu kokusu hafiftir. Doğal balda renk yoğunluğu sahte ballara göre biraz daha fazladır. Gerçek balın rengi koyu olduğu gibi kokusu da koyu yani yoğun değildir.
Balı kaşıkla alıp yere döktüğünde sahte bal uzayıp resmen örümcek ağı gibi havada uçar.